28 Nisan 2010 Çarşamba

Şempanzeler ve ölüm

Nedense, ta Darwin'in zamanından beri "maymundan gelmek" evrim teorisiyle alay etmek için kullanılan bir terim olagelmiş. Bir keresinde Evrimianlamak.org hakkında benimle röportaj yapan bir radyo sunucusu, hani evrime karşı olduğundan değil de, maymunlar çok çirkin olduğu için maymunlardan gelme fikrine karşı olduğunu belirtmişti!

Ben şahsen maymundan gelmenin neden kötü olması gerektiğini hiç bir zaman anlamadım. Sadece maymunlar değil, kedi, köpek, çalıkuşu ya da toprak solucanı ile uzaktan kuzen olmamız fikri bende huşu ve merak arasında bir duygu uyandırıyor. Özellikle de konu davranış olunca hayvanlar dünyasının geri kalanıyla akrabalığımız çarpıcı şekilde ortaya çıkabiliyor. Bugün bahsedeceğim makaleler de buna örnek teşkil ediyor.

Fotoğraf: Aaron Logan
Bilimsel makale genelde insanı hislendiren bir edebiyat dalı değildir, ancak Current Biology'nin en son sayısında ardarda çıkan iki kısa makale oldukça dokunaklı. Makaleler, iki farklı şempanze (Pan troglodytes) popülasyonundan, yaşayan en yakın akrabalarımız olan bu büyük insansı maymunların kendi türlerinden bir bireyin ölümü karşısında davranışlarını ele alıyor. Makalelerden birincisinde, James Anderson, Alasdair Gillies ve Louise Lock, İskoçya'da Blair Drummond safari parkında yaşayan yaşlı bir şempanzenin ölümünü ve birlikte yaşadığı diğer üç şempanzenin buna tepkilerini betimliyorlar. Ölen şempanze, yaşı 50'nin üzerinde olduğu tahmin edilen Pansy. Diğer grup üyeleri ise yine 50 yaş civarında olan Blossom, ve Pansy'nin kızı Rosie ile Blossom'un oğlu Chippie. Pansy ve Blossom, parka 1970'lerde bir sirk tarafından bağışlanmışlar.

2008 yılının Kasım ayında Pansy, giderek daha halsiz ve daha az aktif davranmaya başlıyor ve bakıcıları Pansy'i yazlık adadan alıp kışı geçirmesi için ısıtılmış mekana taşımakta güçlük çekiyorlar. Bunu sonradan başarsalar da, Aralık ayının başında Pansy'nin durumu kötüye gidiyor, yemeden içmeden kesilip gecelediği alanı neredeyse hiç terketmiyor. Grubun geri kalanı bu süreçte normalde olduğundan çok daha sessiz ve durgun davranıp, normalde yattıkları alan yerine Pansy'e yakın geceliyorlar.

En sonunda, 7 Aralık günü Pansy yemeyi tümden bırakıyor; bakıcıları acil bir müdahale gerekmesi ihtimaline karşı diğer şempanzeleri başka bir alana alıyorlar. O gün öğleden sonra, kendini güçlükle ayağa kaldırıp, Rosie'nin önceki gece gecelediği yuvaya gidiyor ve oraya yatıyor. Bundan bir saat sonra Pansy'nin ölmek üzere olduğunu anlayan bakıcıları diğer grup üyelerinin Pansy'nin yanına gelmesine izin veriyor ve olanları video kamerayla kaydediyorlar.



Kaydedilen görüntülerde grup üyeleri Pansy'nin son anlarında diğer grup üyelerinin onun yanında vakit geçirip onu tımar ettikleri görünüyor. Pansy son nefesini verdikten sonra da Rosie yanından ayrılmıyor, elini tutuyor ve geceyi yanında geçiriyor. Sabah yanlarına gelen Blossom ve Chippie, Pansy'nin üstüne dökülmüş saman parçalarını temizliyor; Chippie, sanki Pansy'i uyandırmak istercesine saldırma hareketi yaparak Pansy'nin göğsünü yumrukluyor. Pansy'nin ölümünü takip eden haftalarda hayatta kalanlar daha durgun davranıp, normalden az yiyorlar. Pansy'nin öldüğü platform daha önce her gece kullanılmasına rağmen 5 gece boyunca kimse orada yatmıyor.

Bu davranışlar tıpkı bir yakınını hastalık sonucu kaybeden insanların davranışlarına benziyor. Şempanzeler çok uzun süre yaşayan, güçlü sosyal bağları olan ve empati gösterebilen hayvanlar. Bu yüzden tıpkı insanlar gibi, ölmekte olan bireyi rahat ettirmeye çalışmaları ve sonrasında kederlenip yas tutmaları bir anlamda normal. Dahası, tıpkı insanlar gibi, şempanzeler de her ölüm olayına aynı şekilde tepki vermiyorlar. Örneğin daha önce gözlemlenen kaza ya da saldırı sonucu ölümlerde şempanze grupları çok daha ajite bir şekilde tepki veriyor.

Şempanzeler ve ölümle ilgili ikinci makale biraz daha tüyler ürpertici, ama belki de daha dokunaklı. Dora Biro ve çalışma arkadaşları, Gine'de, Bossou ormanlarında yaşayan bir şempanze grubundaki iki annenin, ölen yavrularının cesetlerini biri 19, diğeri 68 gün boyunca taşımalarını ve sanki canlıymış gibi bakmalarını betimliyor. Bu süreçte cesetler mumyalaşıyor (muhtemelen kısmen de olsa annelerin sinekleri kovalaması sayesinde) ve özellikle 68 gün taşınan cesedin iskeleti kısmen hasar görüyor. Daha da ilginci gruptaki diğer bireyler de mumyalaşmış cesetlerle oynayıp, kollarını ve bacaklarını hareket ettiriyorlar (bu davranış aşağıdaki videoda görülebilir -- UYARI: görüntüler rahatsız edici olabilir).



Cesetleri taşıyan annelerin yavrularının ölü olduğunu gerçekten anlayıp anlamadıklarını şu aşamada bilmek mümkün değil. Ancak yavruların meme emmediklerini ve hareket etmediklerini farkettikleri kesin, cesetleri taşırken normalde kullanmadıkları teknikler kullanmaları buna işaret. Ancak ne olursa olsun, bu gözlemler şempanzelerde anne ile yavru arasındaki bağın, ölümden bile güçlü olabileceğini gösteriyor.

Hayvan davranışına dair yaygın olan bir görüş, hayvanların (hatta bazılarına göre kendi türümüzün de) hayatta kalmaya ve üremeye programlanmış basit robotlardan ibaret olduğu. Giderek artan veriler ise gösteriyor ki bir çok hayvan çok daha karmaşık ve gelişkin davranışlara sahip. Öyle ki, artık hayvanların "iç dünyası"ndan söz etmek çok da fantastik bir önerme değil. Hastalıktan ölen annesinin elini tutan, geceyi yanında geçiren ve haftalarca iştahı kesilen bir şempanzenin gerçekten de keder hissine sahip olması bence o kadar da uzak bir olasılık değil.

O yüzden belki de "maymundan gelmek" için o kadar da fazla bir mesafe katetmemiz gerekmiyordu.

2 yorum:

  1. Annelik icgudusu denen seyin hayvanlarda da oldugunu kimse inkar etmiyordur herhalde? Ama sosyal iliskilerle olusan baglar cok ilginc. Blossom ve Chippie'nin Pansy'nin olumunden sonra yemek miktarini azaltmasini kimse genlerle survivalla aciklayamaz herhalde.

    YanıtlaSil
  2. Zaten yemek miktarının azalmasını açıklamak istediğimiz zaman zorlanıyor muyuz? Grup üyeleri arasındaki bağın sonucu bütün o çaresiz, üzgün davranışlar. Ama söz konusu bağı ve o bağın gücünü survival ile açıklayabiliyoruz. Dolayısıyla, evet, yemek miktarındaki azalmayı da survival ie açıklayabiliyoruz.

    YanıtlaSil